14 Ağustos 2013 Çarşamba

Moda Ayrıntıda Gizli: Coco Chanel Esintisi

  Chanel Spring-Summer '13 defilesinde görülen Coco Chanel silüetli bu gözlükle daha önce hiç karşılaşmamış olmama şaşıyor, kendimi kınıyorum. Gördüğüm anda hayran kaldım. Coco Chanel her tasarımda bize yeniden hatırlatılıyor. Efsaneyi yaşatmak diye buna denir işte.



  En sondaki fotoğrafta karşılaştım bu gözlüklerle. Sadelik ve asaletin birleşimiyle sergilenmiş efsane Coco. Ancak para gerekir böyle sınırlı kullanım sağlayan parçalar için. Çünkü bu her parçayla kullanılabilecek bir gözlük değil. Bu gözlüğe sahipsen, mutlaka bir de klasik bir gözlüğün olmalı. Ama tabii bende olsa her yerde takarım heralde. Chanel gözlüğüm varken başka gözlük neden?

  Peki Coco Chanel silüetli bu tasarım harikası hakkında siz ne düşünüyorsunuz?



7 Ağustos 2013 Çarşamba

Trend: Ayakkabılar Yalnız Kalmasın, Çorapları Bileklere Çekiyoruz !

  Daha önceden ara sıra karşılaştığım bu minik trend son birkaç günde iyice gözüme çarpmaya başladı. Ben de biraz araştırıp sizinle paylaşmak istedim. Büyük ihtimalle onları bu sezon daha sık göreceğiz. Risk almayı sevenlerin trendi bu. Ya çok güzel görünüyor ya da vasat. O yüzden dengeyi çok iyi sağlamak gerekiyor.


  Trendin en net ve cesur kullanımını Tiffany Hsu'nun fotoğraflarında yakaladım. Kıyafetleri ve ayakkabıları yeterince renkliyken renkleri iyice belirginleştiren bembeyaz çoraplar kullanmış. Açıkçası bu görünümü benim hoşuma gitti. O çoraplar onun tarzını yansıtıyor sanki. Çoğu fotoğrafta bembeyaz ve tam bilekte. Fotoğraflara baktığımda özgüvenini hissetmem de neden olmuş olabilir hoşuma gitmesine. Çünkü kıyafeti giyinen kişi onun içinde mutlu değilse ve kendine güvenmiyorsa o kıyafet eğreti durur. Ancak biraz özgüven tüm görünümü değiştirebilir.


  En sevimli görünümü bilekten bağlı ayakkabılarda veriyor bu trend. "Back To School-Okula Dönüş" trendine de katkısı oluyor aslında. Çünkü bilekten bağlı yuvarlak burun topuklularda, ilkokulda giyilen siyah pabuçları hatırlatıyor.


  Sandaletlerle de çok kullanılmış ancak açıkça söylemek gerekirse ben kapalı ayakkabılarda verdiği görüntüyü çok daha hoş ve zarif buluyorum.



  Bu son iki fotoğraftaki kombinler benim favorilerim oldu. Hele sağdaki fotoğraftaki cool görünüm içime işledi diyebilirim. O stil, o cool ve umursamaz duruş. Çok beğendim.

Bilekteki çorapların topuklularla buluşmasında yakaladıklarım bunlar. Siz ne diyorsunuz bu işe? Çoraplar bileklere mi, yoksa direk çöpe mi?

Efsane Geri Dönüyor: Stilettolar

  Stilettolar, yılların eskitemediği ve bizim tüketemediğimiz nadir bir ayakkabı modeli. Her zaman kullanılabilir, modeli her kıyafete uyum sağlayabilir ayakkabılar onlar. Ve bu sezon podyumlarda, moda haftalarında daha çok göreceğiz onları.
  Stiletto denilince benim aklıma gelen ilk marka: efsanevi Christian Louboutin. Stiletto araştırması yaparken Louboutin'lerle ünlü blogger Chiara Ferragni'nin üzerinde karşılaştım.




  Tulumuyla, elbisesiyle, derisiyle, kürküyle, birçok farklı stilde kullanmış Ferragni Louboutin'leri.

  Birçok blogu baştan sona taradım stilettolar uğruna. Çok farklı stiller ve kombinler buldum. Kimi kot pantolon altına giymiş, kimi Chanel elbiseyle. Yani stilettolar birçok farklı kombin imkanı sunuyor bize. Spor ve sade bir kıyafeti anında spor-şık konumuna getirebiliyorsunuz. Stilettoların en güzel yanı bu bence. 


  Atlantic-Pacific blogunun yazarı çok sık kullanıyor stilettoları. Yırtık kot ve sade bir tshirt ile kombinlemiş leopar desenli stilettolarını. Saçını da sımsıkı bir topuz yapıp iyice sadeleştirmiş görüntüsünü. Çok hoşuma gitti bu kombin açıkçası. Dengeyi çok iyi yakalamış.

  Bir de her ayakkabı markasında mutlaka bir stiletto görebilirsiniz. Dünyanın en ünlü markasından Kadıköy'de ara sokaktaki küçük dükkanlara kadar her yerde bulunabiliyorlar. Bu da onlarca farklı renk ve desen imkanı sunuyor. Ayrıca herkesin Louboutin alamayacağı bir dünyada yaşıyoruz. Bütçesi kısıtlı olanlar da rahatlıkla alabilir bir çift stiletto.





  Stiletto avında yakaladılarım bunlar. Umarım ilham verici bir yazı olmuştur sizin için. Peki sizin stilettolar hakkında düşünceleriniz, kombinleriniz ve avladıklarınız neler? Yorumlarınızı bekliyorum :)

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Ayrıntı: Sex & The City ve Gossip Girl Finalleri





  Güzel dizilerin hepsini bitirdiğim için eski favori dizilerimi baştan izliyorum uzun zamandır. Az önce minik bir şeyi fark ettim. SATC finalinin son sahnesinde Candi Staton-You've Got The Love çalıyor. Gossip Girl'ün de son sahnesinde You've Got The Love çalıyor, tek farkı Florence+The Machine versiyonu kullanılması. Gossip Girl'den SATC'ye yapılan gönderme çok hoşuma gitti açıkçası.(Tesadüf de olabilir ancak ben kendimi bir gönderme olduğuna inandırdım.) İkisi de New York ve moda dolup taşan diziler, ortak noktaları çok. Ama tabii SATC efsaneliği tartışılmaz. Keşfettiğim bu minik detayı sizinle de paylaşmak istedim :)

4 Ağustos 2013 Pazar

#Moda Düşünceleri: Açıklıkla moda ne derece bağlantılı?

  Minicik etekler, bikini gibi görünen şortlar ve üzerlerine geçirilmiş minicik büstiyerler. Son günlerde genç kızlar arasında çok moda olan bu akım aslında ne derece "moda" ?
  Bazen gençler olarak modayla dekolte kavramlarını çok fazla karıştırdığımızı düşünüyorum. Bence dekolte ölçülü olmalıdır. Bir kıyafette aynı anda birçok dekolte kullanmamalısın. Aşırı dekolte kaliteyi düşürüyor ve stili yok ediyor bence. Kendi sınırlarını bilmelisin. "Moda" diyerek her şeyi giyinemezsin ki. Şahsen ben giyemem. Çünkü moda, parçaları harmanlayıp kendi tarzını yaratmaktır. Kendine ait bir stil oluşturmaktır.
  Kısaca belirtmem gerekirse, aşırı açık giydiğinde modaya uyduğunu sanan akranlarımın yanlış davrandığını düşünüyorum. Herkes ölçüsünü belirlemeli ve modanın temelinin açıklık olmadığını bilmeli. "Bakın ben coolum, modaya uyuyorum" derken kendini basitleştirmemeli. Yanlış mıyım?

Trend: Metalik Detaylı Maskülen Ayakkabılar


  Bu ayakkabılarla ilk karşılaşmam Vogue Türkiye Ağustos sayısında gerçekleşti. İlk görüşte aşk diyebilirim. Oldum olası maskülen ayakkabılara olan hayranlığım iyice güçlendi. Hem sevimli, hem şık, hem de güçlü bir görüntü veriyor bu ayakkabılar. Bunları çok yakında birçok stil sahibi insanın ayağında göreceğiz gibime geliyor.



  Metalik detay trendini en çok kullanan ya da oluşturan marka Celine. Pre-Fall 2013 Koleksiyonu'nda görülen bu ayakkabılar neredeyse koleksiyonun tüm kombinlerinde kullanılmış. İlk fotoğraftaki ayakkabının fiyalı 1600$. Bu da demek oluyor ki benzerleri, esinlenilmiş versiyonları veya trendin farkı modelleri çıkana kadar beklemek zorunda kalacağız. Sizi bilmem ama bende o kadar para bile yok. Hem zaten ben kiim, Celine ayakkabı kim.

  Trendi kullanan bir başka önemli marka da Miu Miu. Ayakkabılarda gümüş detaylar kullanılmış ve hepsi rugan.


  Trendi yakaladığım son marka Marni. Fiyatı 700$. Altın parlak detaylı bu ayakkabılar da hoş ancak dürüst olalım, bir Celine değiller.

  Metalik detaylı maskülen ayakkabılara dair yakaladıklarım bu kadar. Daha fazla fotoğraf ve kombin paylaşmak isterdim. Ancak ya daha çok yeni olduklarından kimse kombin yapma fırsatı bulamadı ya da ben beceriksizliğimden dolayı kombinleri bulamadım. Eğer bildiğiniz kombinler varsa adresleri yorumlarınızda paylaşırsanız sevinirim. Peki, bu trend hakkında sizin düşünceleriniz neler?

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Zara Sonbahar/Kış 2013-2014 Koleksiyonu


  Zara, Dünyaca ünlü olup da bütçe anlamında hedef kitlesi çok geniş olan sayılı markalardan biri. Bugün, Chanel bir çantayla Zara ceketi aynı anda giymiş birçok kişi görebilirsiniz. Dünyaca ünlü kişilerin de, bütçesi kısıtlı olanların da ulaşabildiği bir marka Zara. Belki çok fazla kişinin aynı parçayı kullanması pişti olma riskini arttırabilir ancak kıyafeti direk kalalogdan almak yerine kendi tarzınızı gösteren bir kombin yaparsanız riski düşürebilirsiniz. Şimdi, Zara F/W 2013-14 Koleksiyonu'nu inceleyelim.




  Zara'nın internet sitesinde yayınlanan koleksiyonda karşıma çıkan ilk fotoğraflar bunlar. Biraz maskülen bir kadın silüetiyle karşılıyor bizi Zara. Fotoğrafı gördüğüm anda ilk aklıma gelen şey monokrom trendi oldu. Bazı kombinlerde monokromluk yani siyah ve beyazın net kullanımı göze çarpıyor. Bilekte biten botlar ve hacimli paltolar görüyoruz. Ceket ve paltolarda omuz hacmi ve kalça üstünde biten kesim ön planda. Ve renk olarak beyaz birçok kez kullanılmış.


  Hacimli ceketler görüyoruz yine. Bele tam oturmayan, omuzlarda çıkıntı bırakılan bu ceketler Zara kadınına ofis şıklığı imkanı sunuyor. modellerde maskülen görüntü hakim. Klasiklerin yeniden yorumlanmış hali bu parçalar. Ayrıca gömleği son düğmeye kadar ilikleme modasının hala devam ettiğini görüyoruz.



  Koleksiyonun bu bölümünü siyah tamamen ele geçirmiş. Romantik bir hava katan dantellerle kullanılan kışkırtıcı siyah seksi bir görünüm oluşturmuş. Elbiseleri ilk gördüğümde aklıma gecelik gelse bile bu sezonun "pijama görünümü" trendine uymuş diyebilirim.
    Fotoğraflarda mankenlerin saçı ve makyajı da çok dikkatimi çekti. Hepsi adeta birer porselen bebek. Bembeyaz tenleri, yok denecek kadar doğal görünen makyajları, dümdüz uzun saçlarıyla hepsi çok güzel. Görüntüleri biraz donuk olsa da hepsinin güzellikleri ön plana çıkmış. Evet, kıskançlıktan çatlayabiliriz.



  Koleksiyonun bir diğer kısmında minik çiçek desenli transparan elbiseler göze çarpıyor. Pastel renkler ön planda. Normalde bu desenleri görsek " basma deseni gibi bu, köylü müyüz biz" deriz ama iş Zara'ya gelince cool oluyor. Ama genel olarak bakarsak bu tiril tiril uçuşan elbiseler ılık ama hafiften üşüten sonbahar günleri için üstüne bir hırka alıp giymeye çok uygun.


   Koleksiyon tanıtım fotoğraflarının sonuncusundan karşımıza iki tane ekose palto çıkıyor. Kırmızı-siyah bu paltolardan birinin çok ilginç bir ayrıntısı var. Sol taraftaki modelin üstündeki palto omuzlara asılmış görünümlü ancak kolları kol altından çıkarılmış. Yani burdan anlayacağımız: "Paltolar omuza" trendine tam gaz devam.

  İlk defa bir koleksiyon incelemsi yazısı yazdım. Hatalarım olabilir, yakalarsanız iletin :). Üşenmeyip okuduysanız, hiç olmazsa bir göz attıysanız bile teşekkürler. Umarım keyif alarak okumuşsunuzdur. Çünkü ben çok büyük keyif alarak hazırladım bu yazıyı. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...